Nazım Hikmet Şiirleri
- DY
- 14 Oca 2018
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Oca 2018
Şimdi de sizlerle Nazım Hikmet'in şiirleri hakkında biraz konuşmak istiyorum. Nazım Hikmet'in büyülü dünyası beni de herkesi etkilediği gibi etkilemiştir. Onun şiirleri her zaman ayrı bir yerdedir benim için. Eminim ki sizlere seçtiğim 3 şiirini okuyunca anlayacaksınız ne demek istediğimi.

Beğeneceğinizden emin olduğum Nazım Hikmet'in 3 tane şiiri:
1. Bir Ayrılış Hikayesi
2. Seviyorum Seni
3. Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni
Nazım Hikmet - Bir Ayrılış Hikayesi
Erkek kadına dedi ki: – Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya… Erkek kadına dedi ki: – Seni seviyorum, ama nasıl? kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz yüzde hudutsuz kere yüz… Kadın erkeğe dedi ki: – Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana… Ve artık biliyorum: Toprağın Yüzü güneşli bir ana gibi En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini…
Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olanın parmaklarına başımı kurtarmam kâbil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak…
Sen yürümelisin, beni bırakarak…
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere… Kapandı bir pencere…
AYRILDILAR..
Nazım Hikmet - Seviyorum Seni
Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini neyin nesi belirsiz telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
Nazım Hikmet - Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken…
Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının… İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti… Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti: kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık…
Ne güzel şey hatırlamak seni, yazmak sana dair, hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek: filanca gün, falanca yerde söylediğin söz, kendisi değil edasındaki dünya…
Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine: bir çekmece bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin sütbeyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım…
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinde, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken…
Comments